Posts

Showing posts from September, 2010

Rucola - Rucola - Arugula - Rocket - Roka

Image
In the days before  Linnaeus things were easy for herb enthusiasts. If two herbs or spices looked and/or tasted the same, one would just add an adjective in front to make the distinction. It looks like radish, but it taste different? Call it horse radish. It tastes like Marjoram, but grows in the wild? Call it wild marjoram. This naming convention leads to many confusions to the modern food enthusiast, who suddenly, can taste items from across the globe in the convenience of  their supermarket alleys. One of my biggest confusions regards the bitter leaves of what I grew to know as "Roka" in Turkey. I'll try to clean this confusion with the help of Wikipedia and the great Carl Linnaeus. This is what I know as Roka in Turkish. Its species name is Eruca Satvia, and is known as Arugula or Rocket in the English-speaking world. In Italian its called the Rucola comune, i.e. the common rucola. I guess both Germans and Turks have taken the word from Italians. This on the

Besiktas Günlügü 2010-2011: BJK 2 - Antalya 1

Image
Bir hata yapmissiniz, arkadaslarinizin emegini bir anda sonucsuz kilmissiniz. Dakikalar birer birer geciyor, arkadaslariniz sizden 80 metre otede gol atmak icin cirpiniyor. Futbol'un spor oldugundan habersiz bazi ekseni kaymislar size küfrediyorlar, geri kalanlar alkisliyor size destek olmak icin. 90 dakikada koskaca yari sahada yapayalnizsiniz. Sanirim bir kalecinin dramini daha yogun bir sekilde yasayamaz bir insan. 90+1 oluyor, normal isi sizin kalenize gol atmayi engellemek olan kel bir arkadasiniz harika bir pas cikariyor... Ve yikiliyorsunuz. Agliyorsunuz. Ne oldugunu anlayamadan iki eli sariliyor size, yediginiz goldeki hatanin diger oyuncusu arkadasiniz size sariliyor. Kalk diyor, ve alninizdan öpüyor sizi. Daha cikarilacak cok pozisyon, yenecek cok gol, kaciralacak cok pozisyon, atilacak cok gol var önümüzde diyor. Hilbert'in Hakan'i alnindan öptügü o fotograf, yukarida Baba Hakki'nin Süleyman Seba'yi alnindan öptügü fotograftan sonra bana benim Besi

Bin ich gut Zugedeckt? Bin, Ich, Gut, Zu-Ge-Deckt?

Heutzutage verbringe ich viel Zeit vor dem Computer. Ich meine nicht die Zeit, während der ich etwas produktiv mache. Ich meine die Zeit, während der ich darauf warte, dass die Ergebnisse der Tests für meine Dissertation-Software fertig sind. Ich habe mir  vorgenommen, diese Zeit für einen guten Zweck zu benutzen. Wie Ihr in diesen Zeilen bemerken werdet, hat sich mein Deutsch in letzter Zeit verschlechtert. Ich werde versuchen, minimal ein mal pro Woche einen Eintrag auf Deutsch zu schreiben, mit der Hoffnung auf eine Verbesserung. Dies Mal geht es um meinen Lieblings-deutschsprachigen Schriftsteller Franz Kafka. Zufälligerweise habe ich vorgestern in einem Buchladen ein Hörbuch mit zwei Novellen von Kafka entdeckt. Dies schien Mir es eine gute Methode zu sein, meine Deutsch-Aussprache zu verbessern. Ich kaufte das Hörbuch sofort. Mich täuschte die Aussprache in diesem Hörbuch tatsächlich nicht. Es war mein erstes Hörbuch - nein, die Hörbücher sind nicht so beliebt in der Türke

Fabian Ernst im 11 Freunde

Image
Von seinem 11 Freunde-Gesprach. Dieses Teil gefällt mir besonders: Guti und Quaresma sind bekannte Kreativspieler, Sie kennt man als zuverlässigen Arbeiter im defensiven Mittelfeld. Woher kommt Ihre Popularität? Viele Besiktas-Fans rekrutieren sich aus der Arbeiterklasse, die Leute schätzen es einfach, wenn sich jemand 90 Minuten lang auf dem Platz zerreißt. Vielleicht ist das eine Erklärung. Die türkische Übersetzung lautet: Guti ve Quaresma ünlü yaratici oyunculardir. Sizi ise defansiv orta sahadaki güvenilir bir oyuncu olarak biliriz. Populariteniz nereden geliyor? Bir cok Besiktas taraftari calisan siniftan geliyor. Bu insanlar 90 dakika sahada YIRTINAN bir oyuncuya deger veriyorlar. Bu bir aciklama olabilir. Links zu diesem Beitrag: http://www.11freunde.de/international/132831?page=1

Besiktas Günlügü: FB1- BJK1 (Karanliktan aydinliga)

Image
Hakan'nin hediyelerinden biriyle acildi mac. Golu yiyene kadar sahayi iyi kullanan, ne yaptigini bilen takim bizdik. Gol'den ikinci yariya kadar ne yaptigimizi bilmeden oynamamizda Ekrem ve Hakan'nin sakatliklari da etkendi. Sakatliklar olsun, hakemle ve birbirleriyle didisen futbolcular olsun, ilk yarida topun oyunda kaldigi dakika 20'yi gecmedi. Bu sirada Fenerbahce %100'lük bir sürü pozisyonu harcadi. Cenk'in kurtardigi bir Alex sutu bence macin donum noktasiydi. Ikinci yarida hamle ustunlugu elinde olan Aykut Kocaman bence yapilabilecek en kotu degisiklikleri yapti. Once Fenerbahce'nin en dirisi Emre'yi sonra top yapan adami Alex'i oyundan aldi. Bu degisiklile bir ara topla oynama yuzdemiz %70lere kadar cikti. Ancak topla oynamaya puan vermiyorlar, bu dakikalarda bir pozisyona girdigimizi soyleyemem. Kurdugumuz baskinin sonucunu Schuster'in risk alarak Nobre yerine degil ikinci ortasaha savunmacimiz -hatta 5. defansimiz- Aurelio'nun ye

Besiktas Günlügü: BJK 1 - CSKA Sofya 0 (Kelini Öpeyim)

Image
Adanan Aybaba'nin sacmalamalarinin naifligini seviyorum. Yukarida Aybaba'nin Türkiye'ye Meksika Lucha Libre maskelerini Türkiye'ye tanitirken goruyorsunuz. Dunku mactan sonra tüm basin Ernst'in Alman olusuyla ilgili baslik arama yarisindayken kendisi benim de icimden gecen hislere tercuman olarak basligini secmis: Kelinden Öpeyim! 2 Sene önceki sampiyonlugumuzu geldigi andan itibaren takimin durusunu degistiren Ernst'e borcluyuz desem yanilmis olmam. Gecen seneki ileri savunma performansimizda da Fink ile olusturdugu ikilinin rolu buyuktur. Bu sene Necip ile Guti'nin arkasinda daha parlak parildamaya baslamisti. 90. dakikada Guti'nin ortasina koydugu kafa Besiktas'taki daha guzel gunlerinin habercisi olur umarim. Geldigi gunden beri parlayan Ernst'in yaninda, geldigi gunden beri patlama yapmasi beklenen ama bir turlu patlayamayan Holosko var bir de. Geldigi gunden beri bir macini hatirlamiyorum, soyle sagdan kaptirip defansi yardigini. Sag

Besiktas Günlügü: BJK 4 - MKE Ankaragücü 0

Inonu stadinin zemininin rezalet hali devam ediyor. Schuster bile zemin düzelene degin baska bir stadda mi oynasak sorusunu sorarken, sahasi bakimda bulunan Kasimpasa ile sahayi paylasiyor olmamiz gerceten bir skandal. Nobre geldiginden beri en iyi macini cikardi. Calim atti, orta yapti, her macta yaptiginin aksine bizim defansin oralarda cok zaman harcamadi ve yine bir duran yan toptan iyi yukselip golunu atti. Ayni gelismeyi yine sahada yoklari oynayan Godot Nihat'in da gostermesi umuduyla bekliyoruz. Ilk golde Ismail'in ortasi, Bobo'nun kafasi cok sikti. Ikinci yarinin basinda ceza sahasinin disindan cikardigi direkten donen bir top var, insanin icinin yaglarini eritir. Tekrar soyleyeyim, Besiktasin golcusu, Besiktasin cocugu Bobo'dur. Kac senedir ilk defa 2-0 hatta 1-0 olduktan sonra durmayan, son dakikalarda Cem Yilmaz'in harika degimiyle kicimizdaki killari kadayif yaptirmayan saldiran bir takim izledim. Tanrilar nazardan saklasin. Ucuncu gol oncesinde Bob

U2'nun Ardindan

Image
  Kaybolanlarin Anneleri  U2 Geceyarisi, Ogullarimizi, kizlarimizi kopardilar aldilar bizden. Hala kalp atislarini duyariz, Kalp atislarini... Rüzgar getirir bize gülüslerini, Ve yagmur da gözyaslarini. Kalp atislarini duyariz, Kalp atislarini... Gece asilmistir, bir tutsak gibi, Kapkara ve masmavi. Kalp atislarini duyariz, Kalp atislarini... Agaclarda ciplak ve asilidir ogullarimiz, Duvarlar ardindan aglar kizlarimiz, Yagmur getiri bize gözyaslarini... Demokrasi dersi veren bir Basbakan, Cumartesi Annelerinin birilerinin oyuncagi oldugunu söylüyor. Muzik videosunun sonunda insanlari kolilere doldurup Pasifik'e attiran Devlet baskani konusuyor: "Hukumet özgürlükler icin vardir. Insanlarin özgürlügü, paranin özgürlügü. Ve bu hükümet özgürlükleri saglamak icin otoriter olmalidir." Ne güzel özgürlük, kuslar, böcekler falan. Ülkemize demokrasi getirmeye and icmis, halktan aldigi gücle ülkenin yönetiminden sorumlu olan hükümete, Bono'nun Pino

2010-2011 Besiktas Gunlugu: Karabuk 1 - Besiktas 4

Image
Karabük gecen sene 1. lige cikmayi garantileyince yukardaki pankart acilmisti. Bu pankartin baslattigi dostluk rüzgari macin basindan sonuna degin sürdü. 4-1'ken skor Karabük-Besiktas karsilikli tezahurat yapiyordu. Bir ara sevgili ezeli rakibimize PAOK'lularin Türkce tezahürati ile dokundururken bagiran yalnizca Besiktas tribünü degildi. Maci seyretmeye 5 dakika gec gidebildim. Iceri girer girmez 1-0 ile karsilasinca sicak tanidik bir yere geldigimi fark ettim. Heyecanla kosulup gec kalinan bir maca 1-0 geride baslamak Besiktas'lilarin asina oldugu bir durumdur. Genelde bu maclar kanser edici bir oyunla en fazla 1-1 biterdi, ama bu sene farkli oldugumuzu ust uste iki duran toptan attigimiz gol gösterdi. Gecen senenin en fazla korner atip, en az korner golu atan takimi icin iyiye dogru atilmis bir adimdir bu. Defans blogumuz yine onde kurulmus olmanin saskinligi ile pozisyon uzerine pozisyon verdi. Kaleci Cenk'in kurtarislari 2-1'lik skor avantajimizi devreye so

A belated Happy Birthday

Image
 Freddie (Farokh) Bulsara Mercury was born in Zanzibar on 5th of September 1946. Time to Turn It On! Links to this post: Photo is originally from http://sprucebringsteen-.tumblr.com

PAOK-Besiktas and Turkey-Greece

Image
Our rivals Fenerbahce played PAOK in the European League Playoffs. Partly because of the rivalry with Fenerbahce, and partly because of the story that I've been hearing -but not able to confirm- that PAOK's founders included Greek Besiktas supporters from Istanbul there was a growing solidarity among fans of the two clubs. To the delight of PAOK and some Besiktas fans, PAOK eliminated Fenerbahce out of the Cup. I feel it was important to see that the passion for the colors or the emblem of the club -both clubs share Eagle as their emblem- could transcend nationalistic fervor kindled by the media on the both sides of the border. A similar feeling was to be felt in Ankara, where a handful of Greek supporters opened the banner above, in the Turkey-Greece game of the Basketball World Cup. This time to the delight of all Fenerbahce and Besiktas fans it was the red and white jerseys that came out victorious.

A Must Read Article

There are some languages in which green and blue are considered the shades of the same color. There are some cultures who don't know of egocentric directions such as behind front or left or right. There are cultures where epistemology is a constant struggle of life. These are few of the really interesting facts that I can remember from the article " Does Your Language Shape How You Think?" by Guy Deutscher. I think it is worth reading this article, which I hope will lead to criticizing the notions about human existence that one holds natural. Links for this post: Guy Deutscher's Article