Savaş Ustaları



Haddim olmayan, bilmediğim sularda spekülasyon yapıyor olacağım. Televizyon seyretmediğim için geceleri o kanal senin bu kanal benim dolaşan eski subayların belki de değindikleri noktaya değiniyor olacağım belki de.

Radikal kaynaklı, gazetenin çatışmaya katılan uzman çavuş bir jandarma ile yaptığı röportajdan bir alıntı (haber kaynağı):

"Bu esnada korucuların bulunduğu mevzilerden karakola yoğun bir ateş açıldığını gördük. Bize gelen ilk bilgiye göre, mevzilerden ateş açanların terörist değil, korucu olduğuydu. Fakat daha sonra öğrendik ki, korucular iki gün önce kendi mevzilerini bırakıp yukarıda bulunan üs bölgesine geçmişler.”
Askeri bilgim olduğundan değil, düz bir mantıkla Şu sonuca varıyorum: kalesini savunmak için işbirliği yaptığı bir grubun yerini değiştirdiğini bir kaç gün sonra öğreniyorsa Türk ordusu, sorun bugünün, sorun Dağlıca'nın sorunu değildir. Sorun sistematiktir.

Politika ve askeriye, her saldırıdan sonra gelen toplumsal omur ilik tepkilerinin ötesinde, bu sistematik soruna, sistematik bir çözüm önerisinin uygulaması ile cevap vermez ise gelecek son bahar yine benzer bir baskın yaşanabilir. Bu da zaten kaplumbağa hızıyla ilerleyen barış sürecinin yeniden sekteye uğramasına neden olacaktır.

Tüm bunlar olurken unutmamak gereken nokta, iki tarafta da gençler ölürken yine birilerinin para kazanıyor olduğudur. Taraflar arasında empatinin sıfır olduğu böyle  bir ortamda bunu söylemek bile tepki çekebiliyor. İşte tam bu anlarda  Masters of War'ı dinlemek içimdeki öfkeye tercüman oluyor. Bir gün hep bir ağızdan silah tüccarlarının ve bu silahları kullandırtanların, yani Savaş Ustaları'nın  yüzüne bakıp bu sözleri haykırdığımızı hayal etmek istiyorum. Ne yazık ki bu günler çok uzak gözüküyor bana.

Bob Dylan ile çok sıkmış olabilirim, Pearl Jam coverını paylaştım yukarıda. Gençlerin kanlarının toprağı sulamadığı günler umuduyla Sözlerinin bir kısmını da çevirmeye çalıştım:

Çıkın karşıma, Savaş Ustaları,
Ölüm tüfeklerinin,
Ölüm uçaklarının,
Koca bombaların,
Kalın duvarların,
Büyük masaların,
Ardında saklanan Ustaları,
Bilin istiyorum ki,
Görüyorum maskelerinizin ardını.

...

Başkaları çeksin diye,
Kurarsınız tetiği,
Çekilip geri,
İzlersiniz ölü sayılarının artışını,
Saraylarınıza saklanırken,
Genç insanların kanı,
Boşalır vücutlarından,
Sular toprakları.

...

Umarım ölürsünüz,
Ve yakın olur ölümünüz,
Solgun bir akşamüstü,
İndirilirken mezarınıza doğru,
Takip edeceğim tabutunuzu,
Öldüğünüze inana kadar,
Ezeceğim ölü toprağınızı.

Comments

aysenaz said…
harika yazmissin.
bob dylan gerceketen ofkeli soyluyor bunu.

Popular posts from this blog

Balik Hafizali Millet ve Onun Oyunbaz Yöneticileri

Brain in love...

Joy of rediscovering a Bob Dylan discovery