Kalleşler sırtından vururlar Cesurları

Arkada bıraktıklarına ve yaşamlarına saygımdan Hrant Dink'in ve Tahir Elçi'nin bedenlerinin son resimlerini koymayacağım buraya. Ancak gazetelerde görmüşssünüzdür, karşıdan esen karanlık rüzgarlara dimdik duran bu cesur ruhları ancak sırtlarından vurabilmişlerdir kalleş tetikçiler ve bunların kuklabaşıları.

Yalan söylemeyeyim, Tahir Elçi'nin yaptıklarını ancak yaşamına kast ettiklerinden sonra okuyabiliyorum. Tıpkı o belalı Ocak ayında Hrant Dink'in ardından yazdıklarını okumaya ve onu anlamaya çalışmam gibi.

O gün aklıma "Vurdular garibanı" cümlesi takılmıştı, bitirilmesi gereken bir yazı/hikaye/roman gibi hala ara ara aklıma gelmekteydi. Cumartesi günü Yiğit bana bu haberi verdiğinde yine aynı cümle yankılandı kafamda.

Yakın zamanda baba olacağımdan biraz daha uzun dönemli bakmaya çalışıyorum olaylara. Aklıma lise yıllarım geliyor, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılanan gazeteciler, İnsan Hakları Derneğinde suikasta uğrayan Akın Birdal, Kardak Krizi. Ülke olarak bir yere gittik mi diye soruyorum ve cevabın hayır oluyor.

Hrant Dink'ler, Tahir Elçi'ler öldürülürken, Madımak'ın hatırası hala yanarken kitapevleri yakılmaya devam ederken, Roboski'ye Reyhanlı, Diyarbakır, Ankara eklenirken, savaştan kaçan Suriye'lilere sokaklarda eziyet edilirken nasıl daha insancıl, daha barışçıl, daha yaşanılır bir ülkeye doğru ilerleriz hiç bilmiyorum.
 
Tahir Elçi'nin arkasında bıraktıklarına sabır dilerim. 

Comments

Popular posts from this blog

Balik Hafizali Millet ve Onun Oyunbaz Yöneticileri

Brain in love...

Joy of rediscovering a Bob Dylan discovery