Gerçeklere Masallar
Belki ergenliğimi çok akut yaşamadığım için, belki konformizmin dibine vurmaya başladığım için, belki de konformist güçler son yıllarda iyice dayanılmaz hale geldiği için; naif olmasa da sinik bir başkaldırı sunan sanat eserleri iyice çekici hale gelmeye başladı bana.
Yaklaşık bir sene önce burada hakkında yazı yazdığım (link) Jetzt şarkısı "Haydi gündelik hayata dalalım!" temalı "Kommst du mit in den Alltag" ile başlayan Almanca altyazılı bu filmin en ilgi çekici sahnesini dün Walser'in "Tanner Kardeşler"'ini bitirerek kapattım (link).
26 yaşına kadar uşaklık, çiftçilik, oyunculuk, bankacılık yaparak geçinen Robert Walser'in otobiyografik izler taşıyan romanını kitabın arka kapağındaki söz gerçekten çok iyi anlatıyor: "Gerçekçi bir masal". Kafka'vari bir sis perdesi arkasından ne kadarının gerçek, ne kadarının eleştirel, ne kadarının kişisel olduğunu anlamak için kafa yormanız gereken bu kitabı toplumun dört bir yandan kendini sardığını hisseden tüm yaşıtlarıma tavsiye ediyorum.
Modernitenin katılaşmaya başladığı ilk günlerde yazılan bu kitap, Kafka'nın mektuplarında da kendine yer buluyor. Editör'ün yorumu ile aslında Kafka da Walser de hala cevaplayamadığımız şu temel soru ile boğuşuyorlar: Özgürlük adı altında herkesin belli kalıplara girmesini emreden bir sistemde nasıl "kendimiz" oluruz? Kafka kendimiz olamamızın suçunu bize yıkarken, Walser burada suçu dışarıda buluyor. Hala cevabını vermediğimiz bu sorunun asıl cevabının bu iki yorumun ortasında bir yerde olduğunu söylemek sanırım sadece "apaçıkçılık"-(truism) olur.
Türkçe çevirisi için link.
Comments