yardim tum koy cocuklarina yapildi. sirada daha buyuk katilimla bi koy okulu projesi var. misyonerligin sevmedigim yani sonunda bir cikar gutmesidir. almanya'dan para yollayan insanlarin kafasinda cocuklar besiktas'li olmalari degil, cocuklar mutlu olmalari vardi. hayir misyonerlik degildi. konuyla ilgili alen guzel bir yazi yazmis:
Yirtik Cizme
Çizmenin yırtığı,
Ve bir kız çocugu.
Köşeye sıkısmış bir gül,
Zulasında gazetenin.
Ve tüm babalara inat,
Fırlamak istiyor resimden.
Keske diyor!,
Genel Yayin Yönetmeni"ne.
Beni tam da gazetenin orta yerine,
İnsanlığın gözüne sokaraktan,
Öylece yapıştırsaydın.
İnsanlık suçu!
Öyle ıssız,
Öyle kuytu,
Öyle tenha bırakılmamalıydı.
23 Nisan"da,
Hem de kendi bayramında dans ediyorken,
Ayağında yırtık bir çizme,
Suratının astarı yırtık binlercesine,
Meydan okuyaraktan.
Ve 24 Nisan sabahı,
Kendi kızımın,
Tüm şımarmalarını,
Bütün isyan etmelerini,
Rafa kaldırdım.
Sanki o gün bir güç,
"Gör!"
Dünya hep bizim oralarda dönmüyor,
"Gel!"
Bak daha neler var diyordu.
Daha önceden hazırlanan program dahilinde, önce Kütahya"nın Tavşanlı Karapelit Köyü"ne gidecek, Çarşı Berlin"in düzenlediği Yardım Kampanyası"na katılacaktım.
Spor'u yakindan takip etmeyenleriniz olabilir. Onun icin olanlari kisaca size özetleyeyim. Galatasaray Basketbol Takimi sezon öncesi Avrupa'ya özel bir turnuvaya gidiyor. Cemal Nalga adli bir oyuncusu 5 mac cezali. Bu turnuvada sahada yer aliyor, ama takim arkadasinin formasiyla oynuyor. Türkiye Basketbol Federasyonuna ise macta oynamamis gibi gosteriliyor. Boylece Cemal Nalga sezona hem hazir giriyor, hem de cezasini cekmekten kurtuluyor. Asagilik bir kurnazlik örnegi. Türkiye'nin en büyük camialarindan birine, kendini Galatasaray Lisesi gelenegine adamis bir camiaya yakismayan, bu yuzden beni cok uzen bir kurnazlik hem de. Galatasaray Klübü kendi icinde hemen cezalari veriyor. Sira Basketbol Federasyonuna geliyor. Disiplin talimatnamesinde ACIK ACIK yaziyor: Basketbol Federasyonunu kandiran takim lig dusurulur. Su an linki bulamiyorum, ama acik acik yaziyor bu. Eyyamci Federasyon ne yapiyor? Lig dusurmuyor, ama lig dusurmeye es deger bir ceza veriyor. Cemal Nalga'nin
Things started out bad right from the start. I missed the bus, which cost me 20 minutes under the rain. Then I went in the gym, only to notice that I've forgotten my sport socks at home. I had to go back to the locker room three times because I forgot my magazine, towel and water bottle respectively. It was clear I had no concentration or motivation whatsoever. I stepped on the bike and could only manage 10 minutes. I tried my luck at the weight room, did some abs but I was just not in the mood. So I gave up, went back home and watched two episodes of Battlestar Galactica. I can't get enough of the series, I need a game to go with it. Here is the opening scene which excites me every time: I'll go today instead. I am pretty motivated. Besides, it's a great way to spend the Valantine's Day. (*)Bu kliseyi dillendirmeden duramayacagim "Sevgililerimizi yalniz sevgililer gununde degil, hergun hatirlamaliyiz."
That the world is screwed should not be news for you. People are dying of hunger in Somalia, riots break out in London, political fringe groups in the USA set the agenda for the whole wide world and the we-know-it-all politicans in Europe are driving the contient to bankrupcy. People are looking for safeheavens. If there is a safeheaven, speaking financially, it must be Apple Inc. You've probably read already, that it has more cash than the American government. Yet, even with Apple there is something that is not right... When I was coding for a research project back in the old days of my PHD, we were working with a modified Mobile IP stack. Not only the code itself was in development phase, but also we were modifying the code here and there to match our needs. For sometime we observed a weird phenomenon. Everything worked fine as long as there was some traffic between the clients and the server. As soon as the traffic died out, we had to restart everything from scracth. As i
Comments
Yirtik Cizme
Çizmenin yırtığı,
Ve bir kız çocugu.
Köşeye sıkısmış bir gül,
Zulasında gazetenin.
Ve tüm babalara inat,
Fırlamak istiyor resimden.
Keske diyor!,
Genel Yayin Yönetmeni"ne.
Beni tam da gazetenin orta yerine,
İnsanlığın gözüne sokaraktan,
Öylece yapıştırsaydın.
İnsanlık suçu!
Öyle ıssız,
Öyle kuytu,
Öyle tenha bırakılmamalıydı.
23 Nisan"da,
Hem de kendi bayramında dans ediyorken,
Ayağında yırtık bir çizme,
Suratının astarı yırtık binlercesine,
Meydan okuyaraktan.
Ve 24 Nisan sabahı,
Kendi kızımın,
Tüm şımarmalarını,
Bütün isyan etmelerini,
Rafa kaldırdım.
Sanki o gün bir güç,
"Gör!"
Dünya hep bizim oralarda dönmüyor,
"Gel!"
Bak daha neler var diyordu.
Daha önceden hazırlanan program dahilinde, önce Kütahya"nın Tavşanlı Karapelit Köyü"ne gidecek, Çarşı Berlin"in düzenlediği Yardım Kampanyası"na katılacaktım.
Gittim ve katıldım.
Bütün köy,
Okul,
Anne ve babalar hepsi oradaydı.
Karşılama Komitesi hazırlamışlar.
Alkış, alkış, alkış...
Ne kadar alkış,
Ben o kadar ezildim.
Utandım,
İnsanlığımdan.
Neredeydim ben bunca zaman.
Çocuklar aç,
İnsanlar muhtaç,
Bir okul,
Bir oda arkadaslar!.
1 oda!
Sarı çizme!
Çizmenin yırtığı,
Kimbilir yüzlercesi binlercesi,
Ve ille de ille!,
Köyüne okul isteyen mahcup vatandaş.
Sözüm "söz" diyemedim ama,
Kafamda bir okul kampanyası,
Gönlümde şampiyonluk şampanyası.
Kimbilir?
Belli mi olur!!!