Yolun acik olsun Oktay



Ilk gencligimin Nihat'li, Pascal'li, Ali Eren'li, Münsch'lü güzel Besiktas günlerimin yetenekli ve yakisikli golcüsüydü Oktay. Havasiyla Al Pacino'yu top kontrolü ve firsatciligiyla Batistuta'yi andirirdi bana. Magazin basininin, tum toplumlardaki ünlü insan linci, schadenfreude egilimlerinin kurbani oldu. Anne'sinin gercek annesi olmadigini one surduler once. Daha sonra yeni doguran esi intahar etti Oktay kamptayken. Girdigi depresyondan bir daha cikamadi. Besiktas'li Serdar ile yine yeni nisanlisi yuzunden girdigi kavga sonucu ayirilirken Besiktas'ima "Artik Besiktasli Oktay olarak anilmak istemiyorum" diyerek cok ayip etse de, sonralari hatasini anladi. Ya da anladigina inanmak istiyorum. Cogulari onu Belcika'ya attigi Maradona'vari golüyle hatirlayacak, ama benim kalbimde Göteborg'a attigi su gol ile yazildi:

Comments

Popular posts from this blog

Balik Hafizali Millet ve Onun Oyunbaz Yöneticileri

Brain in love...

Joy of rediscovering a Bob Dylan discovery