2 Haber, 1 Yazi Ve Seküler Etik

Ahlak'in kaynagi din'ler degildir. Din'ler Insan Cins'ini basarili kilan -yasamda kalma acisindan basaridan bahsediyorum- ahlak diye butunledigimiz davranis kaliplarini ozetleyen dusuncelerdir. Bu davranis bicimleri evrimsel olarak aciklanabildigi gibi akilsal olarak da aciklanabilir, ve Tanri'ya inananlar Akil'i verenin Tanri olduguna inandiklari icin yine Ahlak'i Tanri'ya baglayabilirler. Eger Ahlak'in temelinin din -ozelinde Kitap'lar ve hadisler/azizler/hikayeler- olduguna inanirsak, bunun sonucu diger dinlerden, hatta ayni dinin baska yorumlarindan olan insanlari ahlaksiz olduguna da inanmaktir. Ki bu da ahlakli olmanin en buyuk itici gucu -incentive- olan diger insanlar ile guven baglari kurabilme sansini yokedecegi icin aslinda Ahlak'i baltaliyici bir yaklasimdir. Bu konuyu yazili medya'ya tasiyan Ismet Berkan'in yazisini okumanizi oneririm.

Su anki laiklik tartismalarinin merkezinde de aslinda dunya tarihinde ilk defa Islam'i secmis bir toplumda ortak bir sekuler etik insa etmenin sancilari yatiyor. Zira kanunlar ikili ve coklu iliskileri belli normlara sokmayi amaclar. Bu normlar ise etik ya da ahlak olarak adlandirdigimiz olgular kanimca. Bu konuda daha onceki yazimda ismini verdigim Umberto Eco'nin "Digeri Sahneye Girdiginde" adli maklesini oneririm. Türkiye'de 5 Ahlak Yazisi adli kitabinda bulunabilir bu yazi.

Ahlak'in din'e dayandirilmasi ve bunun kötü sonuclari hakkinda iki haber vermekte yarar görüyorum.

Sincan'da Recm

Diyanet'den Ahlak Önerileri

Comments

siyahbeyaz said…
evet ahlak ve din iliskisi ic ice olmalı.gecenlerde bir kitap okudum,afganlı bir yazarın. ucurtma avcıları..
burada,yanlıs ellerde ve yanlıs kımselerin eline gectiginde ne oldugunu gozler onune seriyor.ama beni etkileyen en carpıcı olay.
babanın ogluna dinleri ve din adamları birak esas olan yalan soylememek ce hırsız olmamaktır,gercek din budur demesi.evet yalan islamın elinde takiyeye donmus veya dondurmusler.
hırsızlık,maddi veya manevi hırsızlık acaba savasların ve kaosun sebebi degilmidir.
Ahmet C. Toker said…
din'ler insan toplumlarinin gelistirdikleri etik kurallarinin toplanmis halidir derken kast etmek istedigim de buydu. ornek olarak 10 emir'i ele alalim, adam oldurmeyin, aldatmayin, calmayin, yalan soylemeyin, baskasinin malina goz koymayin'dan ibaret olan bu etik kurallari gelistirmemis herhangi bir toplum olmamistir yeryuzunde. bu emirler gelmeden once de boyle yuruyordu toplumlar. bu kurallar aslinda sekuler etik dedigim kavramin parcalari.

Ahlak'i din'e baglayinca ne yazik ki din'in acilara yolacan yuzu ortaya cikiyor. on emirin ilk altisi Yehova'ya tek tanri olarak inanmakla ilgili. Yehova kendini kiskanc bir tanri olarak tanitiyor, ve kendisine tapmayanlarin sirf kendilerini degil cocuklarini ve torunlarini da cezalandiracagini soyluyor. Bunun dogal sonucu da ahlaki din ile esleyenlerin Tanri'ya inanmayanlari, ya da Tanri'ya kendisi gibi inanmayanlari ahlaksiz gormeleri oluyor. Bazilari bunu daha da oteye goturup bu insanlari Tanri adina cezalandirmaya gidiyorlar.

Islam'daki takiye mevzusu ise bambaska konu. Allah yolunda yalan soylemeyi hosgormek, Allah'in yolunu gosterdiklerini idda eden bazilarinin cikarlari icin yalan soylemeye donusuyor dogal olarak. Yalan'in hosgoruldugu bir cercevede ahlak ve etik tanimi yapmak ne kadar kolay bunu bilemiyorum.

Dusuncem odur ki, Ahlak ogretimi Din egitiminden ayrilmalidir. Devlet'in din egitimi verip vermemesi ise tartisilmasi gereken bir konudur.

Hirsizlik ve yalan savaslarin ve kaosun sebebidir. Yalan soylememek ve hırsız olmamak ahlakin temelidir, cok haklisin.

Popular posts from this blog

Balik Hafizali Millet ve Onun Oyunbaz Yöneticileri

Brain in love...

Joy of rediscovering a Bob Dylan discovery